1-Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Ben 03.08.1963 yılında Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde doğmuşum. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Suruç’ta okudum. Daha sonra 1989 yılında Maliye Bakanlığının açmış olduğu sınavı kazanıp Şanlıurfa Defterdarlığında işe başladım. İkinci öğretim olarak Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümünü okuyup bitirdim. Bu kutsal mesleği 16.08.2019 tarihinde bitirip emekli oldum. Hayatımın vazgeçilmezleri olan şiir, spor, müzik ve seyahat etmeyi çok seviyorum. Evli ve bir kız bir erkek babasıyım.
2-Kitap yazmaya nasıl başladınız ?
Ortaokul yıllarında çok değerli Edebiyat hocam Mehmet Atmaca’nın bir dersinde rahmetli Mustafa Dişli’nin ‘Dumanlı Dağlar’ isimli kitabından bir şiir okumamı istemesiyle ve bana o kitabı hediye etmesiyle başladı yazma serüvenim. Daha sonra okul için ben ve değerli Edebiyat öğretmenlerim Celal Aslan ve Mehmet Atmaca ile birlikte ‘Genç Kalemler’ adlı okul duvar gazetesi çıkardık. O olay beni daha çok kamçıladı. O günden bugüne kadar yazmaya devam ettim.
3-Kitabınızın yayınlanma serüvenininden biraz bahseder misiniz?
1980’li yıllardan itibaren okul defterimin sayfalarını yazdığım şiirlerle doldurdum. Fakat yayınlama imkânları hem zor hem de çok masraflı olduğundan dolayı kitap hâline getiremedim. Sadece Suruç’ta haftalık olarak çıkan ‘Meşale’ gazetesinde yayınlayabiliyordum. Ta ki emekli olana kadar bütün şiirlerimi sakladım ve ilk şiir kitabım olan ‘Elveda Koca Çınar’ı çıkardım. Daha sonra 2020 yılında ‘Babalar da Ağlar’ ve ‘Bunu da Yaz Bir Kenara’ isimli şiir kitapları çıkardım.
4-Kitabınız için yararlandığınız kaynaklar ve esinlendiğiniz noktalardan bahsedebilir misiniz?
Rahmetli Mustafa Dişli ağabeyimin ‘Kız Aney’ isimli beş tane mektubu vardı ondan etkilendim. Daha sonra Abdurrahim Karakoç, Sabahattin Ali, Ahmet Arif ve Nazım Hikmet beni çok etkilemiştir.
5-Son olarak okurlarınıza ve yeni yazar adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?
İlk tavsiyem bol bol okumalarını istiyorum. Şiir bir yetenek Allah vergisidir biraz. İnsan içine atacağına yazıya döksün, içini boşaltsın, deşarj olsun, rahatlasın. Yazarken her kesimi düşünerek yazsın. Kelime dağarcığın geniş olmaz ise yazamazsın, kendini ifade edemezsin. Bol bol gezmelerini değişik yerler görmelerini doğayı, denizi, ülkemizi ve insanlarını iyi tanımalarını iyi analiz etmelerini öneririm. Her konuda yazsınlar ayrım yapmasınlar ve kalemlerini adilane bir şekilde kullansınlar.
Sadun Ak “Babalar da Ağlar” Röportaj
Yorum Yaz